AĞBABA: “MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL”
Etiler Polis Okulu
Arazisinde yaratılan rant, bu rantın kimler arasında planlandığı ve
paylaştırıldığı o gün basın açıklamamızda gösterilen fotoğraflarla da ortaya
konulmuş gerçeklerdir.
Bir milletvekili olarak
kamuoyunu bilgilendirmek benim görevim. Ortada küresel bir rant ilişkisi var.
Ve bu işin başındaki rant lobileri İstanbul’u talan ediyor. Bir milletvekili
olarak bu rant terörü hakkında bilgiler vermek benim görevim. O gün ki basın açıklamamızda yaptığımız da budur.
Ortada bir fezleke var.
Yani benim milletvekilliği yapma görevimi engellemeye çalışılıyorlar.
·
Jet
hızıyla hiç bir delil toplanmadan,
·
müşteki
Yasin El Kadının ifadesine başvurulmadan,
·
usul
kurallarına uymadan savcı Selamettin Celep tarafından fezleke hazırlanmış,
Fezleke avukatım
tarafımdan tesadüfen öğrenilmiştir.
Bugün ülkemizde
gazeteciler sabahın 5’inde tweet attığı için terörist muamelesi yapılıyor, 16
yaşındaki öğrenciler Cumhurbaşkanını eleştirdiği için tutuklanıyor,
milletvekili ise anayasadan doğan haklarını kullanarak, ortaya çıkan bir
talanı, küresel rant ilişkilerini ve
küresel kent terörünü kamuoyuyla paylaştığı için hakkında makul şüpheyle
fezleke çıkarılabiliyor.İşte yeni Türkiye dedikleri bu. Milletvekiline kimi, ne
kadar, nerede eleştireceği sınırını Hükümet çizmeye çalışıyor.Hukuksuz bir
fezleke düzenlenerek Milletvekili susturulmaya çalışılıyor.
Ayakkabı kutuları, saatler,
çikolata kutuları, para sayma makineleri varken takipsizlik kararı veren
savcılar, konu kamunun mallarını koruyan, Yasin El Kadı’nın rant ilişkilerini
ortaya çıkaran Milletvekili olunca makul
şüphe akıllarına geldi.
Bu kadar yolsuzluğun,
hırsızlığın gözgöre göre yapıldığı ve kimsenin yargılanmadığı bir ortamda
hakkımda düzenlenen fezlekeyi bir madalya olarak kabul ediyorum. Bu benim onur
madalyamdır.
Buradan sesleniyorum;
Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız Namertsiniz…
Halkın oyları ile
seçilmiş bir milletvekili olarak rant ilişkilerini kamuoyu ile paylaştığım için
benim hakkımda da makul şüpheli olarak fezleke düzenlenebiliyor.
·
Grup
yorum bileti satan, Parasız eğitim isteyen öğrencilere,
·
Haber
yapan gazetecilere,
·
Belediye
başkanlarına, siyasetçilere, akademisyenlere, avukatlara, sendikacılara
terörist diyebilen bir
yargı ile karşı karşıyayız. Bununla yıllardır mücadele ediyoruz.
İşte o yargı şimdi bir
milletvekiline diyor ki;
“Suudi Arabistan
vatandaşı olan El Kadı’nın kişilik haklarını da ben korurum.”
Yargıyı bu evrensel
yaklaşımından dolayı kutluyorum.
Aynı evrensel yaklaşımı,
Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Odatv, KCK, Şike Davalarındaki kumpas
mağdurlarının kişilik haklarını da korumaya davet ediyorum.
Ürkek Güvercinimiz Hrant
Dink’in katilini 8 senedir bulamayan, örgüt bağlantılarını ortaya çıkaramayan
yargı, Ali İsmail’e, Berkin’e gözlerini kapatan yargı, konu Yasin El Kadı’nın
kişilik hakları olunca jet hızıyla harekete geçebilmiştir.
Toplumsal muhalefete
yargı eliyle her düzeyde ayar verilmektedir.
Rıza Sarraf’ın ‘Eş
Başbakan’ olduğu bir dönemde, Yasin El Kadı’nın da ‘Adalet Bakanı’ olduğu
ortaya çıkmıştır.
Şimdi soruyorum,
milletvekilleri hakkında fezleke düzenleyerek bu sefer de yargı terörü mü
yaratılmaya çalışmaktadır?
Buradan söylüyorum. Ben,
birilerinin “reklam arası” olarak gördüğü Cumhuriyetin milletvekiliyim.
Anayasa’da belirtildiği
üzere, sadece Malatya’nın değil, Tüm Türkiye’nin milletvekiliyim. Osmanlı
özentisi olanlara o dönemlerden kalan bir cümleyle sesleniyorum.
MAHKEME KADIYA MÜLK
DEĞİLDİR.
Fezlekeyi Meclis’e
gönderseniz de, dokunulmazlığımı kaldırsalar da doğru bildiklerimi söylemeye,
halkımıza gerçekleri anlatmaya devam edeceğim.
Hiç yorum yok: