KAYISI ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELER AÇIKLANDI
KAMUOYUNUN DİKKATİNE;
FKA
Kalkınma Kurulu Tarım Komisyonu tarafından 9 Nisan 2014’de FKA Toplantı
Salonunda kayısı üretimiyle ilgili bütün kişi ve kuruluşların katılımıyla “Kayısıda
Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri” temalı bir çalıştay düzenlenmiştir.
Çalıştayda ortaya konulan görüş ve düşüncelerden bazıları aşağıya alınmıştır.
DURUM TESPİTİ
1.
Kayısı,
başta Malatya ili olmak üzere bölgemizin ve ülkemizin en önemli tarımsal ürünlerinden
biridir. Bölgemizde üretilen kayısı, özelliği gereği bölgemize ve ülkemize
ciddi düzeyde rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Yapılacak çalışmalarla bu
potansiyelin daha da artırılması mümkündür.
2.
Maalesef
bu yıl kayısı üreticileri son yılların ciddi doğal afetiyle karşı karşıya
kalmıştır. Yaşanan don hasarının bu kadar etkili olması önemli oranda oluşan
don olayının mekanizmasından kaynaklanmaktadır. Genellikle radyasyon donlarına
maruz kalan ilimiz bu defa konveksiyon donlarına maruz kalmıştır. Dondurucu bir
soğuk hava tabakasının rüzgâr vasıtasıyla bir bölgenin üzerinden geçmesi sonucu
oluşan konveksiyon donları çok daha etkili olmakta ve alınan tedbirler de pek
bir işe yaramamaktadır. Bu durum ise zararın boyutunu ve şiddetini
arttırmaktadır.
3.
İlgili
kuruluşların ilk incelemeleri ve ortaya çıkan bilgilere göre 30 Mart 2014’te
gerçekleşen don hasarı Malatya ve civarındaki kayısı üretimine %90-100 arasında
zarar vermiştir. Gerçekleşen hasarın boyutu, şiddeti ve kapsamı oldukça
büyüktür. Oluşan don hasarı sadece kayısı üretimini değil diğer meyve türlerini
de benzer oranlarda hasara uğratmıştır.
4.
Yaşananlarla
ilgili tek tesellimiz kayısı bahçelerimizin %25-30 kadar kısmının don hasarına
karşı sigorta kapsamında olmasıdır. Bu durum en azından bu üreticilerimiz için
olayın şiddetini kısmen azaltacaktır. Ancak TARSİM tarafından zarar gören
üreticilere ödeme yapılırken birçok kesintinin yapıldığı ve sonuçta poliçe
bedelinin %48 kadarının ödendiği dikkate alındığında bu miktar üreticilerin
ancak masraflarını karşılayabilecektir. Bununla birlikte geri kalan yaklaşık
%75’lik kısmı oluşturan üreticilerimiz çok daha ciddi mağduriyetle karşı
karşıyadır.
5.
Malatya’nın
gerçekleştirdiği ihracatın yaklaşık %70’inin kayısı ihracatından oluştuğu
dikkate alındığında yaşanan doğal afet ilimizin ihracat rakamlarını da olumsuz
etkileyecek ve büyük ihtimalle dünya üzerindeki bazı pazarların kaybedilmesine
de yol açacaktır.
6.
Ayrıca
kayısı üretiminin Malatya ve bölge ekonomisinin lokomotif unsurlarından biri olduğu
dikkate alındığında ortaya çıkan sonuç ilde ve bölgede eğitim, ticaret, konut
sektörü ve istihdam gibi birçok alanı da olumsuz etkileyecektir.
7.
Ortaya
çıkan sonuç, ülkemizde ciddi boyutlarda yaşanan kuraklığın bütün tarımsal
üretimi olumsuz etkileyeceği gerçeğiyle birlikte düşünüldüğünde üreticilerin
durumu ve yaşanacak sıkıntıların boyutları daha iyi anlaşılacaktır. Bu durum
ilimizde ve bölgemizde on binlerce üretici aileyi ekonomik olarak geçimini
sağlayamaz hale getirecek ve çaresiz duruma düşürecektir. Bu ise tedbir
alınmadığı takdirde iflas ve icra olaylarını artıracak, sosyal huzursuzluklara
yol açacaktır.
ALINACAK
TEDBİRLER
1.
Büyük
bir mağduriyet yaşayan üreticilerimizin bu mağduriyetlerini en azından
hafifletebilmek için;
a.
Bölgemizde
don hasarından etkilenen meyve üreticileri ile yaşanan kuraklıktan etkilenen
diğer tarım üreticilerinin kamu kurumlarına olan borçların silinmesi ya da
ertelemesi, faizsiz kredi uygulaması başlatılması ve doğrudan gelir desteği
sağlanması gibi tedbirler uygulamaya konulmalıdır.
b.
Bölgemizde
bütün meyve üretiminin ciddi düzeyde zarar gördüğü ve ayrıca yaşanan kuraklık
sebebiyle bütün tarımsal üretimin olumsuz etkilendiği dikkate alınarak en
azından alternatif geçim kaynağı olmayan üreticilerimize bir yıl boyunca asgari
geçim düzeyi üzerinden aylık ödeme yapılması gündeme alınmalıdır.
c.
Yaşanan
olumsuzluklardan dolayı meyve üreticilerimizin bahçelerine yıllık bakım
yapmaları oldukça zorlaşmıştır. Bu durum bölgemizde meyve üretiminin sürdürülebilirliğini
olumsuz etkileyecektir. Bu riskin ortadan kaldırılması için en azından bir yıl
süre ile meyve üreticilerine ilaç, gübre ve mazot gibi girdiler için yüksek
düzeyde “alan bazlı destek” sağlanmalıdır.
d.
Özellikle
aşırı fiyat dalgalanmalarından olumsuz etkilenme ihtimalleri dikkate alınarak ihracatçılarımızı
koruyucu tedbirler de düşünülmelidir.
e.
Üreticilerimizin
ve ihracatçılarımızın faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve tarımsal üretimin
sürekliliği alınacak bu tedbirlere bağlı olacaktır.
2.
Özellikle
Malatya ve bölgesindeki kayısı üretiminin bu boyutta düşmesi ülke olarak elimizdeki
ticari pazarların kaybedilme riskini ortaya çıkarmıştır. Bunun engellenmesi
için geçmiş yıllardan kalan ve 50 - 60 bin ton kadar olduğu tahmin edilen
kayısı stoklarının en rantabl şekilde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
3.
Özelde
kayısı genelde ise meyvecilik alanında yaşanan bu durum bir “kriz” durumudur.
Bu “kriz” durumu bu alanda yaşanan sorunların daha derli toplu ve daha esaslı
ele alınmasında bir fırsata dönüştürülmeli ve sorunların çözümüne
odaklanılmalıdır.
4.
Tarımsal
üretimde risk yönetiminin önemli enstrümanlarından biri olan sigorta
uygulamasının kapsamı genişletilmeli, cazibesi artırılmalı, karmaşıklıktan
uzaklaştırılarak sade ve anlaşılır hale getirilmelidir. Bu anlamda “don
hasarı”, “dolu hasarı” “çiçek hasarı” vb uygulamalardan ziyade tek başlık
altında genel bir sigorta uygulamasına geçilmelidir.
5.
Kuru
kayısı üreticiliğinde mutlaka taban fiyatı uygulamasına geçilmelidir. Zaman
zaman fındıkta uygulanan taban fiyatı uygulamasının bir benzeri mutlaka kayısı
üretiminde de gündeme alınmalıdır. TARSİM de dâhil kayısı üretimindeki iyi
uygulamaların yaygınlaşması ve birçok sorunun çözümü taban fiyatı uygulamasına bağlıdır.
Sigorta yaptırılması kayısı zarar gördüğünde çiftçiye bir umut olmakta ancak
kayısının bol olduğu yıllarda ise fiyatlar çok düştüğü için sigorta primlerini
ödemek zorlaşmaktadır. Bu ise fiyatların ne kadar düşeceğini tahmin edemeyen
üreticilerde sigorta yaptırmama eğilimine yol açmaktadır. Oysa taban fiyatı
uygulaması çiftçinin önünü görmesini sağlayacaktır. Örneğin 3-4 numaralı
(100-120 adet/kg) kayısıya minimum 4 TL’lik bir taban fiyatıyla birlikte
uygulanacak TARSİM uygulaması kayısı üretimindeki birçok sorunu çözecektir.
Taban fiyatı olmadığı durumlarda TARSİM yeterli bir çözüm olmayacak, yeterince
yaygınlaşamayacak ve bu sorunlar her yıl yeniden tartışılacaktır.
8.
Kayısı
konusunda birinci dereceden sorumluluk alacak ve inisiyatif üstlenecek bir kuruluşun
olmaması da önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunun giderilmesinde “Ulusal
Kayısı Konseyi”nin kurulması büyük önem arz etmektedir.
9.
Üreticilerimizin
genel itibariyle örgütlenmemiş olması ciddi sorunlara yol açmaktadır. Örneğin
bir “Kayısı Üreticileri Birliğinin” olmaması büyük bir eksikliktir. Oysa bu tür
birlikler gelişmiş ülkelerde ciddi karşılık bulmakta ve yaşanan sorunlarda
inisiyatif üstlenmektedir. Bu yüzden ilimizde de bir an önce çiftçi örgütlenme
modelleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
10.
Son
dönemlerde yapılan çalışmalarla yönetmeliği yayımlanan “Kayısıda Lisanslı
Depoculuk” çalışmaları hızlandırılmalıdır.
11.
Bölgedeki
kayısı üretim alanlarının don riski haritası çıkarılmalı, riskli bölgelerde
kayısı tarımı engellenmeli ve verilecek teşviklerde riskli alanlar kapsam dışı
tutulmalıdır.
12.
İlgili
alanlara yönelik Ar-Ge faaliyetleri artırılmalıdır. Bölgedeki araştırma
kuruluşlarının ve ilgili yükseköğretim birimlerinde yapılan araştırmalar ile
yüksek lisans ve doktora çalışmaları bölgenin öncelikleri dikkate alınarak
planlanmalıdır.
13.
Kayısı
üretiminde var olan aktörler birbirini rakip olarak görmemeli başarının
karşılıklı işbirliği ve yardımlaşmadan geçtiği dikkate alınmalıdır.
14.
Kayısı
üretiminde mutlaka sözleşmeli üretime geçilmelidir.
15.
Tarım
ile tarımsal sanayi birbirini besleyen ayrılmaz bir ikilidir. Günümüzde biri
olmadan diğeri düşünülemez. Bu yüzden tarımsal sanayinin geliştirilmesi için
her alanda daha etkin adımlar atılmalıdır. Ancak bölgede tarımsal sanayinin
gelişmesi, kayısının yanı sıra diğer meyve türlerinin de yaygınlaşmasına
bağlıdır. Bu yüzden sadece kayısıya odaklanmak yerine birçok meyve için oldukça
uygun bir altyapıya sahip bölgemizde meyvecilik konusunda daha kapsamlı bir
konsept geliştirilmelidir.
Kamuoyuna
saygıyla duyurulur.
Prof.
Dr. İbrahim GEZER
FKA Kalkınma Kurulu Başkanı
http://www.malatyabeydagi.com/haber/2056/kayisi-calistayi-duzenlendi-gorus-ve-dusunceler-aciklandi.html
Hiç yorum yok: